Bu yılki Kara Harp Okulu mezuniyet töreni sonrası yıllardır yapılan yemin ritüelini tekrarladıkları için genç teğmenlerin TSK’dan kesin ihraç talebiyle Yüksek Disiplin kuruluna sevk edildikleri haberleri gündemin baş sıralarında yer almakta.

Teğmenlere atılı disiplinsizlik suçlaması hukuksuz ve keyfi karar ürünüdür.  Zira teğmenlerin yaptığı yemin metninin yasaklandığına dair bir hukuk hükmü yoktur. Teğmenlere bu metni okumamaları için önceden verilmiş bir emir de yoktur.  

Bizler, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbeleri döneminde  sol görüşlü olma gerekçesiyle mahkeme kararı olmaksızın Türk Silahlı Kuvvetleri’nden çıkartılarak en temel insan hakları çiğnenmiş askerler olarak,  her türlü insan hakları ihlaline karşı bir ömür mücadele etmekteyiz. Teğmenlerin ihraç edilme girişimini  de en temel insan hakları ihlali olarak görüyor ve kuvvetle karşı çıkıyoruz!

Tek adam rejimi öteden beri haksız ve hukuksuz uygulamalara imza atmaktadır. Son olarak kısa süre önce seçilmiş belediye başkanları yine keyfi kararlarla görevden alınıp yerlerine kayyum atanırken, bu gün teğmenlere ihraç hazırlığı yapılmaktadır. Bütün bu uygulamaların temel nedeni: Devleti ve toplumu tek tipleştirmek tüm kurum ve bireyleriyle toplumu tek adam rejiminin tebaası yapmaktır. Demokrasinin kırıntılarına bile tahammülsüzlüktür. 

12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980’in NATO hizmetkârı darbeci paşalarına inat bir ömür “Halkın Askerleri” olma idealinin peşinden giden bizler; diktatörlüklere, darbelere ve militarizme karşı demokrasiyi ve insan haklarını savunmak için bir aradayız. Sadece kendimiz için değil, dini, dili, rengi, inancı ve düşüncesi ne olursa olsun herkes için demokrasi ve insan haklarını savunmaya kararlıyız.  

Yaşam hakkı, barınma ve beslenme hakkı, düşünce ve ifade özgürlüğü gibi en temel insan hakları olmadan İnsan olamaz. İnsan haklarıyla insandır!

Teğmenlerin en temel insan hakları keyfi kararlarla ihlal edilmeye çalışılmaktadır. TSK’dan ihraç edilerek açlığa mahkûm edilmeleri yaşam haklarının ihlali olacaktır.  Birinin yaşam hakkını elinden almak evrensel insan hakları sözleşmelerinde yasaktır. Genç insanlar açlığa mahkûm edilemez, barınma ve beslenme hakları gasp edilemez.  

Teğmen Eroğlu’na yönelik tecavüz tehdidi içeren paylaşımın kişilik hakkı ihlali olduğu gibi kadına yönelik şiddet suçu olduğu açıkken, kovuşturmaya yer yok kararı verilmesi ayırımcılığın ve vahametin boyutlarını göstermektedir. Bu kararın sonra kaldırılması ihraç girişimine karşı tepkileri dengelemeye yönelik samimiyeti tartışılır bir tasarruftan ibarettir.

Kimse muktedir olan gibi düşünmeye ve ona biat etmeye zorlanamaz. Demokrasilerde hiç kimsenin düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırlandırılması kabul edilemez.  Bu genç insanlar temel bir insan hakkı olan düşünce ve ifade özgürlüğü haklarını kullanmışlardır. Yaptıkları suç değildir, ama ihraç edilmeleri temel insan hakları ihlali suçu olacaktır.

Toplumsal barış için demokrasiye, demokrasi için toplumsal barışa ihtiyacımız var. 

Düşünce ve ifade özgürlüğü yaşamaktır, tek tipleşme esaret ve ölümdür!

Tüm toplumsal dinamikler olarak ayrımsız insan hakları için birlikte mücadele  umudumuzla…

Gençlere kıymayın efendiler, bu vebal peşinizi bırakmaz!

Saygılarımızla, 

Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği

YÖNETİM KURULU