Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği ADAM-DER çatısı altında toplanmış,
12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbecileri tarafından sol görüşlü olduğumuz için Türk Silahlı Kuvvetleri’nden atılmış askerler olarak,

Ortak vatan Türkiye’mizdeki Kürt coğrafyasının bir kere daha kana bulanmasından derin üzüntü ve endişe duyuyoruz.

Kürt sorunu son 40 yılda 40 bin cana mal oldu. Sorunun kansız çözümü için taraflar arasında varılan Dolmabahçe Mutabakatının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yok sayılmasının ardından yeniden kabaran kan denizinde can verenlerin sayısı da 1000’i geçti.

Erdoğan yönetimindeki devlet, bozulmasından asli sorumlu olduğu kamu düzenini sağlamak gerekçesiyle, TBMM’yi devre dışı tutarak, olağanüstü hal, sıkıyönetim, seferberlik veya savaş hali dahi ilan etmeksizin, ‘sokağa çıkma yasağı’ ve ‘özel güvenlik bölgesi’ adı altında ulusal ve uluslararası hukuka aykırı olağanüstü yönetim biçimi uygulamaktadır. ‘Sokağa çıkma yasağı’ ve ‘özel güvenlik bölgesi’ uygulamaları ile başta yaşam hakkı olmak üzere, kişi özgürlüğü ve güvenliği, eğitim, çalışma, mülkiyet, sağlık, seyahat özgürlüğü, özel hayatın korunması, konut dokunulmazlığı, güvenli ve sağlıklı bir çevrede büyüme gibi vazgeçilemez en temel hak ve özgürlükler ortadan kaldırılmaktadır.

Sokağa çıkma yasağı veya özel güvenlik bölgesi ilan edilen bölgelerde evlerinin önünde, balkonlarında, bahçelerinde çocuk, kadın, yaşlı, genç onlarca yurttaşımızın öldürülmesi, ‘örgüt mensubu’ olduğu iddia edilen kişilerin yargısız infaza uğratılması, öldürülenlerin cenaze defin işlemlerinin dahi yapılamaması, kimi cenazelerin buzdolaplarında saklanması, elinde beyaz bayrak ile hastaneye gitmek üzere sokağa çıkanlara güvenlik güçlerince ateş açılması, güvenlik güçlerinin duvarlara ırkçılık, etnik ayrımcılık ve nefret suçu içerikli sloganlar yazmaları hukuk dışı yönetimin ne denli vahim boyutlara vardığını göstermektedir.

Bizler Kürt sorununda barışçıl çözümler üretmek yerine askeri yöntemlere başvurulmasının halklarımıza ne acılar yaşattığının yakın tanığıyız. Biliyoruz ki, 40 yıldır birbirlerini “şehit” edenler, “ölü” ele geçirenler, çatışmasız ortamda Karadeniz veya Ege dağlarında veya Berçelan yaylasında Tendürek dağlarında bir çoban çeşmesi başında karşılaşsalar, birbirlerinin avı ve avcısı olmak yerine, sınırsız duvarsız kardeş sofrasını paylaşırlar. Ancak, dün darbecilerin işledikleri insanlık suçlarının sonucu olarak, bugün de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tek adam olma hırsıyla çözüm sürecini rafa kaldırıp hukuk dışı yollara sapması ve PKK’nin de şiddete şiddetle karşılık vermesi yüzünden birbirlerini “şehit” etmekte, “ölü” ele geçirmektedirler. En derin acıyı ise katliam tehlikesi altındaki sivil halk çekmektedir.

Şiddete, öldürmeye, yok saymaya odaklı politikalar kardeş halklara çok acılar çektirdi.

Bugüne değin on binlerce tabut dizildi; aynı politikalarda ısrar edilirse, ne yazık ki on binlercesi daha dizilecektir.

Yeter artık! Edi bese! Ölmek öldürmek üzere eğitilmiş insanlar olarak haykırıyoruz: Silahlı saldırıyla, mayınlı pusuyla, patlayıcı doldurulmuş hendeklerle “şehit” ederek kazanılacak “hak”, verilecek mesaj yoktur. Dağları taşları ve kentleri bombalayarak, vurup “ölü” ele geçirerek bulunacak çözüm de yoktur.

“Kana kan intikam” söylemi ve eylemi çözüm yöntemi değildir; sadece ve sadece daha çok kan dökülmesi demektir.

“Göze göz” söylemi ve eylemi, çözüm getirmez, herkesi kör eder, görecek göz bırakmaz.
Şiddete ve silaha teslim olunmamalı, söz bitmemelidir.

Sabır taşmamalı, çözüm şiddet ve silahla değil, barışçı demokratik diyalogla aranmalıdır.

Bir saniye bile gecikmeksizin sokağa çıkma yasakları kaldırılıp operasyonlar durdurulmalı, hendekler doldurulmalı, koşulsuz olarak silahlar susturulmalı ve çatışmasız ortama dönülmelidir.

Biz ADAM-DER üyeleri olarak şiddet politikalarına karşı özgürlük ve barış istemekten geri durmayacağız; ortak vatanda, eşit yurttaşlık çatısı altında, herkesin kendi kimliği, dili, kültürü ve inancıyla özgürce yaşayacağı, ortak evin nimetlerini hakça paylaşacakları demokratik ülke mücadelemizi sürdüreceğiz, bu yolda atılacak adımlara destek vereceğiz.

Saygılarımızla.
Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği
ADAM-DER YÖNETİM KURULU